Evliliğin Temsili Yetkisi
Madde 188 – Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder.
Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak aşağıdaki hallerde temsil edebilir:
1. Diğer eş veya haklı sebeplerle hakim tarafından yetkili kılınmışsa,
2. Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle rızası alınamazsa.
Maddenin Gerekçesi Şu Şekildedir:
Yürürlükteki Kanunun 154 ve 155 inci maddelerini kısmen karşılamaktadır. Madde İsviçre Medeni Kanununun 166 ncı maddesine uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.
Kanunun tümünde olduğu gibi bu maddede de kabul edilen kadın-erkek eşitliği esası uyarınca evlilik birliğini her iki eş de temsil edebilecektir.
Ailenin sürekli gereksinimleri için her iki eş, temsil yetkisine sahip olacaktır. Diğer hallerde bir eşin tek başına hareket etmesi, diğer eşin rızasına veya hakimden izin alınmasına bağlıdır. Ancak istisnai hallerde bu rıza veya izin alınmadan da hareket edilebilecektir.
Evlilik birliği bir tüzel kişi olmadığı için bu birliğin temsilinin sonuçları devam eden maddede özel olarak düzenlenmiştir.
Bu konu hakkında mahkeme kararı şu şekildedir:
Terk sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart davalı eşin haklı bir sebep olmadan en az dört aydan beri eşini terk etmiş olmasıdır. Tarafların birlikte seçtikleri (TMK. md. 186) veya Türk Medeni Kanununun 188. maddesi şartlarının oluşması sebebiyle eşlerden birinin seçtiği, ya da hakim tarafından belirlenen (TMK. md. 195) hallerine uygun, oturmaya elverişli, bağımsız bir evleri yoksa, terk eden eşin bu davranışı haklı sebebe dayanır. Terk edilen eş (TMK. md. 164) diğerini yukarıda açıklanan kurallara uygun olarak ortak konuta çağırmakla yükümlüdür. Çünkü ortak hayat bunu zorunlu kılar (TMK. md. 185/3). Bu itibarla kanunda gösterilen (TMK. md. 164) sürelerin başında tarafların kanuni koşullara uygun ortak konutunun olmadığı anlaşıldığından ihtar geçersiz olmakla, davanın reddi gerektiğinin düşünülmemesi doğru bulunmamıştır.
Evlilik Birliğini Temsil Ederken Sorumluluk
Madde 189 – Birliği temsil yetkisinin kullanıldığı hallerde, eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
Eşlerden her biri, birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemlerden kişisel olarak sorumludur. Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması halinde eşler müteselsilen sorumludurlar.
Maddenin gerekçesi şu şekildedir:
Maddenin birinci ve ikinci fıkrası, 1984 tarihli Öntasarının 152 nci maddesinden alınmıştır. Evlilik birliğinin tüzel kişiliği olmadığı için bu birliği temsilin sonuçlarını temsile ilişkin kurallar ile belirlemek olanaklı değildir. Yürürlükteki Kanunda evlilik birliğini temsile ilişkin maddelerde bu konu düzenlenmiş değilse de, eşlerin mal rejimlerine ilişkin fasıllarda kadının birliği temsilen yüklendiği borçlardan kocanın ve ayrık durumlarda (istisnaen) kadının sorumluluğu çeşitli maddelerde belirlenmiştir. (md.187, 202, 203, 204, 215, 216 ve 217)
Evlilik birliğini temsilin sonuçlarının hemen temsil yetkisinden sonra düzenlenmesi daha uygun görülmüştür. Böylece buradaki temsilin anlamı ve sonuçları daha kolay anlaşılacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, 1984 tarihli Öntasarıda bulunmayan “Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması halinde eşler müteselsilen sorumludurlar.” hükmü eklenmiştir. Böylece bu hüküm sayesinde eşlerin temsil yetkisini aşmaları halinde, bundan habersiz iyiniyetli üçüncü kişiler korunmak istenmiş, bu durumda da eşlerin müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür.
Evlilik Temsil Yetkisinin Kaldırılması
Madde 190 – Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hakim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir.
Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hakimin kararıyla ilan edilmesine bağlıdır.
Bu konu hakkında mahkeme kararı ise şu şekildedir:
Ecrimisil talebine konu 01 S..721 plakalı araç, davacı adına 11.12.2003 tarihinde satın alma yoluyla edinilmiştir. Temyize konu davanın davalısı boşanma davasında karşılık dava dilekçesiyle söz konusu araca ilişkin katılma alacağı talebinde bulunmuş ve lehine hükmolunan katılma alacağı 30.7.2008 tarihinde ödenmiştir. Adına kayıtlı söz konusu araç davacıya 13.8.2008 tarihinde teslim edilmiştir. Davacı, fiili ayrılık sürecinde adına kayıtlı aracı kullanamadığını öne sürerek 25.5.2007 tarihinde açtığı birleşen (Eskişehir 2.Aile Mahkemesi 2007/446) davada ecrimisil isteğinde bulunmuş ise de, davanın açıldığı tarih itibariyle eşler arasında boşanma hükmü kesinleşmiş değildir. Kaldı ki, aracın iadesi yönünde ihtar yapıldığına dair herhangi bir husus da öne sürülmemiştir. Bu hale göre, davalının iyi niyetli zilyet olmadığı kanıtlanamadığına göre ecrimisil isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır.
Temsil Yetkisinin Geri Verilmesi
Madde 191 – Temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlanmasına ilişkin karar, koşullar değiştiğinde eşlerden birinin istemi üzerine hakim tarafından değiştirilebilir.
İlk karar ilan edilmiş ise, değişikliğe ilişkin karar da ilan olunur.